Kalsiyum Alzheimer Hastalığının Anahtarıdır
Yaşlandıkça hafızamız bozulmaya başlar ve yeni şeyler öğrenmek zorlaşır. Bunun, beyin hücrelerinin yavaş yavaş ölmesinden kaynaklandığını varsaymak mantıksız olmaz. Peki, yaşa bağlı bilişsel bozukluğa ne sebep olur?
Cevap, merkezi sinir sistemi içinde işlevler ağını oluşturmak için taşıyıcı molekülleri kullanan nöronlar arasındaki elektrokimyasal bağlantı olan sinapslarda yatmaktadır. Beynin öğrenme ve hafıza için gerekli olan kalsiyum seviyelerinin Alzheimer hastalığında bir rol oynayıp oynamadığına bakan pek çok çalışma mevcuttur.
Şimdiye kadar, Alzheimer ile ilişkili kalsiyum dengesizliği ve nörodejenerasyonu birbirine bağlayan mekanizma bilinmiyordu. Ancak yeni araştırmalar, bu ilişkiye ışık tutuyor!
İnsan beyninde kalsiyum analizi
Amerika’da bir çalışmada, Alzheimer hastalarından alınan beyin örnekleri; Alzheimer benzeri semptomları kopyalamak için genetiği değiştirilmiş bir fare modeli incelendi.
Sağlıklı bir beyinde kalsiyum iyonları, aşırı bir birikimi önlemek için bir nöronun mitokondrisini terk eder. "Mitokondriyal sodyum-kalsiyum değiştirici” adı verilen taşıyıcı bir protein bu süreci mümkün kılar.
Alzheimer’dan etkilenen dokularda, bu taşıyıcı proteinin seviyelerinin son derece düşük olduğu bulundu. Aslında, seviyeleri o kadar düşüktü ki, tespit edilmesi bile zor oldu. Araştırmalar, bunun Alzheimer’a neden olan nörodejenerasyona katkıda bulunacağını varsaydılar.
Alzheimer’ın İlerlemesinde Sodyum-Kalsiyum Protein Değiştiricinin Anahtarı
Yapılan çalışmalar, sodyum-kalsiyum değiştiricinin azalmış aktivitesi ile artan nöronal ölüm arasında bir ilişki buldu.
Fare modeline bakan bilim adamları; Alzheimer’ın başlangıcından hemen önce, değiştiriciyi kodlayan genin önemli ölçüde daha az aktif olduğunu buldular. Bu genin ifadesindeki bir azalma ayrıca protein değiştiricinin hastalığın ilerlemesinde anahtar bir rol oynadığını da gösterdi.
Etkilenen hücreler, sağlıklı hücrelerle neredeyse aynı oldukları bir noktaya geldiler. Ayrıca, ATP seviyeleri arttı ve daha az nöron öldü. ATP, vücudun yaptığı her faaliyetin gerektirdiği gibi, bazı biyologlar tarafından "yaşamın enerji para birimi” olarak kabul edilen bir moleküldür. Yeni ilaçlar ve gen terapileri, Alzheimer hastalığının beyne verdiği hasarı tersine çevirmek için yardımcı olabilir.
Eğer bu aktivite değiştirilebilirse, Alzheimer hastalığının gelişimini engellemek için erken dönemde kullanılabilecek bir terapi olabilir.
Kalsiyum Beyin İçin Hayati Bir Öneme Sahiptir!
Yukarıda bahsedilen çalışmalar da gösteriyor ki, kalsiyum beyin sağlığı ve beyin hasarının önlenmesi için hayati bir öneme sahiptir.
Sinir sistemindeki bağlantıların önemli bir parçası olan kalsiyum; bir beyin hücresine kimyasal bir sinyal ulaştığında, bu sinyali hücre içine iletmek için görevlidir. Bu sinyaller, kalsiyum tarafından aktive edilir ve hücrede çeşitli değişikliklere neden olur.
Hücrenin dışında ise, hücre içinde olduğundan daha fazla kalsiyum iyonu vardır. Bu kalsiyum seviyesi dengesinde küçük bir değişiklik olsa bile, hücrenin faaliyetinde büyük bir sorun meydana gelebilir.
Sağlıklı beyin hücreleri, hücre içindeki kalsiyum miktarının seviyesini tespit edebilir. Bu sistem, kalsiyumu hücre dışına taşıyacaktır. Sistem başarısız olursa, kalsiyum birikir ve sonunda hücre ölür.
Kalsiyum Yaşlanma Sürecinin Moderatörüdür!
Yaşlanmanın genetiği, yukarıda bahsettiğimiz sistemin bir parçası olan ve hücrelerden fazla kalsiyumu uzaklaştıran proteinlerin eski beyin hücrelerinde bulunmamasına dayanır.
Ek olarak, bu eski beyin hücrelerinin o kadar aktif olmayan sistemleri vardır. Bu da hücrelerdeki kalsiyum seviyelerinin daha uzun süre daha yüksek olduğu anlamına gelir. Bunu eksik proteinlerle birleştirdiğinizde hücre yüksek kalsiyum seviyelerinden korunmaz ve strese girer.
Bu stres, hasara ve sonunda Alzheimer’a ve hatta ölüme neden olur. Daha eski hücre sağlığının anahtarı, bu kalsiyum pompalarının etkili bir şekilde çalışmasını sağlayan proteinlerdir. Peki, bu proteinleri korumak ve kalsiyum seviyelerini dengede tutmak için ne yapabilirsiniz. Bu sorunun kesin bir cevabı olmasa da, yardımcı olabilecek birkaç şeyden bahsedebiliriz:
·Yeni araştırmalar, süt ve dondurma gibi iyi kalsiyum kaynaklarını düzenli olarak tüketmenin Alzheimer ve Parkinson hastalığını önleyebileceğini öne sürmektedir.
Örnek olarak, yüksek kalsiyum değerine sahip keçi sütü ile yapılmış Maraş dondurması gösterilebilir. Süt ürünleri, doğal bir antioksidan nedeniyle sağlıklı beyin hücrelerine sahip olma olasılığını arttırabilir.
Ayrıca araştırmalar, sağlıklı yaşlı insanlarda süt tüketimi ile bağlantılı olan bir antioksidan olan glutatyon seviyelerinin de daha yüksek olduğunu buldu. Antioksidanların, hücre hasarına neden olan oksidatif stres sırasında üretilen kimyasal bileşiklerin neden olduğu hasarı ortadan kaldırmaya yardımcı olduğu da düşünülmektedir.